Türkiye’yi sarsan ve 11 ilde büyük yıkımlara neden olan 6 Şubat depremlerinin ardından geçen bir yıllık sürede yaralar açıkta, depremzedeler ise sert kış koşulları ile baş başa kaldı. Büyük göç veren illeri yeniden ayağa kaldıracak çalışmalar yetersiz kalırken, sivil toplumun organizasyonları devredeceği bir devlet yapılanması da gerçekleştirilemedi. Bölgede hâlâ yardımlarla ayakta kalmaya çalışan depremzedeler ise yine zorlu kış koşullarını konteynerlerde geçirdiklerini ve kendilerini ev umudu ile avutmaya çalıştıklarını, desteğe ihtiyaç duyduklarını belirtti.
“ANNE EVE GİDELİM”
Adıyaman’daki yerleşkede konuştuğumuz depremzede Bedriye Arslan, depremde “Mor Yerleşke” projesinin desteği ile yaralarını sarmaya çalıştıklarını kaydetti. Tek umutlarının ev olduğunu kaydeden Arslan, “İlk başta hayatta kalmamıza sevinirken her geçen gün hayata tutunmak daha zor oldu. Ben depremin ilk gününden beri ev umuduyla kendimi kandırdım. Küçük oğlum deprem olduğunda konuşamıyordu küçüktü, konuşmaya başladığında bana ‘Anne eve gidelim’ demeye başladı. Evet, burası da bize yuva oldu ama biz de kendi hayatlarımızı çok özlüyoruz” dedi. Yerleşkede sağlık hizmeti alanında gönüllü olarak çalışan ve kendisi de bir depremzede olan Ebe Simay Karataş da yaşadıklarını “Kadın doğum hastanesi ağır hasar aldığı için şehir hastanesine taşınıldı. Tek doktor var, aylar sonrasına erteleniyor. Burada haftada bir gün muayene yapmak için izin aldım. Başka konteyner kentlerden gelenler de var” ifadeleri ile anlattı.
Proje kapsamında emzirme odasından başlayarak çocuk gelişimciler için eğitimleri sürdürülebilir hale getiren bir merkez oluşturuldu.
Depremzedelerin yaşadıkları ve beklentileri
Hiçbir şey düzelmedi bizi unutmayın
Depremzede Ayşe Güler: “Yardımlar azaldı. İnsanlar, 1 sene geçti, her şey düzeldi sanıyor ama öyle değil. Bizim hâlâ temel malzemelere ihtiyacımız var. İş yok, tek başına çocuklarına bakmak zorunda olan insanlar var. Bu yüzden bizi unutmayın.”
Bir konteynerde iki aile yaşıyor
Sosyal Hizmet Uzmanı Zekiye Alkanyıldırım: “Konteynerlerde 2-3 aile kalmaya başladı. Bir sene geçmesi bir şeyi değiştirmiyor. Her STK’nın ayrıldığını duyduğumuzda üzülüyoruz. Devlet desteği olmayınca yarım kalıyor her şey.”
Çamurlu su içmek zorunda kaldık
Depremzede Aslı Bozkurt: “3 gün aç ve susuz bir halde çocuklarımla kalırken en son onlara yerde biriken çamurlu sudan içirmek zorunda kaldım. 3 sene sonra mı 5 sene sonra mı düzelir, bilemiyoruz. Çocuklarımız için hayata tutunuyoruz.”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’yla birlikte çalışan Boyner Grup, Mor Yerleşke projesiyle 11 yerleşkede 1 yıl içinde 3 binden fazla kadın ve çocuğa ulaştı.
Kadınların umuduyla yeni bir gelecek kurulacak
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile birlikte yürüttükleri proje süresince çok büyük acılara şahit olduklarını kaydeden Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, “Depremin üzerinden koskoca 1 yıl geçmesine rağmen hâlâ bölge insanının temel ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçlara ulaşmadaki zorluklarını konuşuyoruz. Bu acıları elleriyle toprağa gömerken, aynı yerden umut yeşerten kadınları da gördük. İşte bu kadınların inancıyla ve umuduyla yeniden bir gelecek kuracağız” dedi. TKDF Başkanı Canan Güllü ise insanların hâlâ o psikolojiyi atlatamadığına işaret ederek, “Aslında daha fazla desteğe ihtiyacımız var. Hem STK’lardan, hem vakıflardan, hem devlet kuruluşlarından yardıma daha çok ihtiyacımız var” dedi.